29 Aralık 2007 Cumartesi

en uzun maraton..

Yüz metrede beni herkes geçer
Dörtyüz metrede pekçokları
Geçer çoğu sekizyüz metrede
Ama ben bırakmam yarışı
Beni bin metrede geçersin
Ben yine koşarım
Onbin metrede öndesin
Koşarım ben yine
Yirmi kilometrede geçersin
Hep koşmaktayım
Otuz kilometrede
Kırk kilometrede de geçersin
Ben koşuyorum hâlâ
Ama ellinci
Yada altmışıncı kilometrede
Soluğun tükenip bir yerde
Dayanamaz düşersin
Bak koşuyorum hâlâ
Çünkü ben bir yaşam maratoncusuyum
Buyüzden yaşamın en yalnızıyım
Bu sonsuz yarışın sonunda
Beni geçemezsin
Ölümün en büyük ödül olduğunu bilemezsin
Yine ben olurum ilk göğüsleyen ölümü
aziz nesin

27 Aralık 2007 Perşembe

küçük kurbağa ve Leliş'e.. canlarım benim..

DOĞUMGÜNÜ TELGRAFI
Sen iyi ki doğdun
Ben iyi ki yaşıyorum
Ne güzel şey
Seni hala seviyorum
Aziz NESİN

23 Aralık 2007 Pazar

DERİNLİK ÇEKİMİ II



En derini dünyanın kendi uçurumum

Başım dönüyor içimin derinliğinden

Bigün kaldırıp kendimi fırlatacağım

Kendimi kendi içime atacağım

Kartal kanatlarının da bir sınırı var gökte

Uçakların da füzelerin de

Bütün o sınırları aşacağım

Kendimi içimdeki sınırsız boşluğa bırakacağım

Durmadan çekiyor beni bu dipsiz doruksuz uçurum

Gözlerim kararıyor içime bakınca

Atıp kendimi kendime

Derinlik korkusundan büsbütün kurtulacağım

Aziz Nesin

DERİNLİK ÇEKİMİ I


Yükseklerden bakamıyorum
Korkuyorum
Derinlik çekiyor kendine
Düşecekmişim gibi içimin derinliğine
Başım dönüyor yükseklerden
Çekiyorum beni kendi derinliklerime
Aziz Nesin

21 Aralık 2007 Cuma

DAR DÜNYA

Yüreğim gövdeme sığmıyor
Gövdem odama
Odam evime sığmıyor
Evim dünyaya
Dünyam evrene sığmıyor
Patlayacağım
Acımın acısından susmuşum
Ki suskunluğum göklere sığmıyor
Böyle bir acıyı kimlere nasıl anlatacağım
Gönül dar geliyor sevgime,
Kafam beynime
Ah şakaklarım
Çatlayacağım
Anladım artık anladım
Kimselere anlatamayacağım
Aziz Nesin

ARKADAŞIM BADEM AĞACI

Sen ağaçların aptalı
Ben insanların
Seni kandırır havalar
Beni sevdalar
Bir ılıman hava esmeye görsün
Düşünmeden gelecek karakış..
Açarsın çiçeklerini ..
Bense hayra yorarım gördüğüm düşü...
Bir güler yüz bir tatlı söz..
Açarım yüreğimi hemen
Yemişe durmadan çarpar seni karayel
Beni karasevda
Hemde bilerek kandırıldığımızı
Kaçıncı kez bağlanmışız bir olmaza
Koo desinler bize şaşkın
Sonu gelmesede hiç bir aşkın
Açalım yinede çiçeklerimizi
Senden yanayım arkadaşım
Havanı bulunca aç çiçeklerini
Nasıl açıyorsam yüreğimi
Belki bu kez kış olmaz
Bakarsın sevdan düş olmaz
Nasıl vermişsem kendimi son sevdama
Vur kendini sen de bu güzel havaya

Aziz NESİN


ACININ DUVARI ASILINCA

Kendisi çatlamadan
Toprağı çatlatamaz tohum
Asmışım sinirini mutsuzluğun
Ayrımsayamıyorum bile öyle mutsuzum
Acısını artık duyamıyorum
Ki kendim öyle bir acı olmuşum
Nasıl görmezse göz kendini
Kendimi arıyor bulamıyorum.
Aziz NESİN


KALBİM DİNAMİT KUYUSU'NDAN BÖLÜMLER

...Beni, gözlerin götürür
Gözlerin
Aşkla, acıyla...
Kuşatmışlar
Sesimi, soluğumu
Kesilmiş
Tuz-ekmek payım
Vurgunum
Ve darda,
Gözaltındayım.
Dal, kor keser
Penceremde açarsa
Kuş, vurulur
Üzerimden uçarsa.
Ve hal böyle böyle,
Yol bu yöndeyken
Gelir,
Ki her gelişinde
Daha da içten
Gelir,
Soluk soluğa
Benim olursun.
Amansız sarmasında
Kollarımın
Esrik,
Çığlık çığlığa
Erir, kar gibi vücudun...
Nicedir,
Kahpe ağzında
Bir salgın,
Bir deprem gibi künyemiz.
Nicedir,
Başımıza zindan dünyamız.
Biz ki
Yarınıyız halkın,
Umudu, yüzakıyız,
Hıncı, namusu...
Şafakları,
Taaa şafakları
Hey canım,
Kalbim
Dinamit kuyusu...

Ahmed ARİF

GÜNLERDEN ÖYLE BİR GÜN

Günlerden öyle bir gündü;
Üstüne tarih düştüğüm.
Gözümün önüne geldi birden
Balkıyan güzel yüzün.Ve yüreğim yandı söndü,
Ter bastı avuçlarımı.
Bir işlek kovan uğultusu
Kapladı kulaklarımı.Uzandım usulca cigarama;
Yavan ömrüme katık.
Ben o gün öldüm gülüm,
Bir daha ölmem artık.
Metin ALTIOK

20 Aralık 2007 Perşembe

canım hocam.. ne güzel bir ömür yaşadın.. keşke bizler de senin gibi bir ömür yaşayabilsek.. güle güle UÇ.. gözün arkada kalmasın..

öyle zamanlar tehlikelidir şemsettin

ya gel cebime saklan ya bırak şapkana saklanayım

kim vurduya gider insan

fırsat yok ki kendimi savunup aklanayım

bir ara sende biliyorum

kedilerden korkuyordun

çünkü kendini işkembe zannediyordun

böyle bir şey bende atlattım

iskemle sandım kendimi bi süre

üzerime oturacaklar diye korkulardaydım

ama sonra yırttım şemsettin

kendime telkinler yaptım

"sen iskemle değilsin" diye diye

inandırdım kendimi,

sana hak vermiyor değilim ama şemsettin

zaman kötü

aslında ne sen

ne ben

ikimizde deli falan değiliz

herkes oynatmış

sadece

senle ben normaliz

ama şemsettin laf aramızda

laf aramızda...

laf aramızda...

şemsettin laf aramızda kaldı çıkamıyor

kendini ifade edemiyor bir türlü...

ama çok dikkatli olalım şemsettin

sende farkettin

zaman kötü

en iyisi biz işi deliliğe vuralım

sen kedilerden kork

işkembesin diye,

ben insanlardan korkayım iskemleyim diye,

ve iskemle üzerinde işkembe,

çarşamba,

perşembe

gün say şemsettin gün say...

çünkü nasıl olsa bir gün

gelip bizi alacaklar

bu işten yırtmak için

saat numarası yapalım

sen yelkovan ol ben yengeç

soranlara tek cevap verelim

"vakit çok geç"

vakit çok geç

vakit çok geç şemsettin

geldiler...

müjdat gezen

18 Aralık 2007 Salı

NASILSA ÖYLE YAŞANACAKTI

Söylenecek bir bahane hep vardır
Ha bugün yalnız
Ha günün ötesi
Seni sevmek
Beni harcamak olmayacaktı.
Sana yüklediğim anlamları
Senmişsin gibi düşünme
Aldanırsın.
Sen o anlamlarla
Sadece bende varsın.
Ben seviyorsam
Sen bahanesin.
Özer Bal

KIYAMADIĞIM

Hey bir zaman bakıp bakıp
Seyrine doyamadığım!
Şimdi gurbette bırakıp
Sesini duyamadığım!
Evde kapanıp kaldın mı?
Seyrana çıkıp güldün mü?
Başkalarının oldun mu?
"Benimsin!" diyemediğim!
Akıtıp gözüm yaşını
Hatırlarım gülüşünü;
Kıvırcık saçlı başını
Göğsüme koyamadığım!
Dik yamaçların selisin,
Sen benden daha delisin,
Şimdi kimlerin kulusun?
Başını eğemediğim!
Nasıl vurgunum bilirdin,
Niçin benden yüz çevirdin?
Kimlerin koynuna girdin?
Öpmeğe kıyamadığım!
Sabahattin Ali

İLK YAZ GİBİ

İlkyaz kendiliğinden
Sana hiç sormadan gelir
Dokunsan uçar gider
Az önce buradaydı
Bir kelebeğin kanadında
Bir demet çiçek gibi
Dalın üstündeydi gördüm
Bir yapraktan süzüldü
Dağıldı suyun parlak yüzünde
Sonra yayıldı yere
Az önce buradaydı
Aşk da ilkyaz gibidir
Yaşadığın yerde vardır
Aradığın yerde yok
Afşar Timuçin

ince elek

İçtikçe içesim geliyor gayrı ne bilgi ara ne hüner
Beni bu rakıyla baş başa bırakma
Adam olayım çalışıp para kazanayım
Beni böyle işsiz güçsüz bırakma
Beni uslandır beni yüreklendir
Beni deli edip bırakma
Bilsen nereleri var kalk gidelim
Beni hep buralarda bırakma
Beni aç bırak evsiz urbasız bırak
Beni sensiz bırakma
Beni ne yap biliyor musun
Beni yont beni arıt beni ayıkla
metin eloğlu

şişedeki..

Şişede durduğu gibi durmaz ki kâfir
Tutar insana yaşamayı sevdirir
metin eloğlu

pervane..

Bakışın düştü içimler oldu
Dudağından bal eyledim gönlüm saz oldu
Gözlerin bir ateş ben pervaneyim
Bıraktım kendimi ateş gül oldu
Gözyaşlarım tenine bir çocuk bıraktı
Kaybolan neydi ki beni böyle ağlattı
Ben bende değilim ki
Ben sendeki beni sevdim
Bana senden gelen acıyı
Gönlüme zikir eyledim
murat çelik

kimlik sonet'si..

ben aynada büyüdüm, aynalar ise bende,
acıları gezerken, sözlerimizle ikiz;
birlikte olduğumuz, âh, o ürkünç bedende
bakarken kendimize, sevişen günlerimiz
birer birer görünüp dibe çöker, âh, kısır
bir yolculuk bizimki...hani durak, yol nerde?
hangimiz ötekine giz oluruz ya da sır?
aynı tende dağılır, ten aynada yiter de
fırtına saatlerde aşklardaki ince kum
üstüme yığılırken, akşamları kederle
-ve sanki sevişirmiş gibi ikindilerle
o dökülüp düşerse, kırılan ben olurum...


kimliğim öldü benim, çoktan geçtim adımdan,
âh, başka bir şey değilim aynalarımdan...
hilmi yavuz

12 Aralık 2007 Çarşamba

gün olur..

Gün olur, alır başımı giderim,
Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda.
Şu ada senin, bu ada benim,
Yelkovan kuşlarının peşi sıra. Dünyalar vardır, düşünemezsiniz;
Çiçekler gürültüyle açar;
Gürültüyle çıkar duman topraktan. Hele martılar, hele martılar,
Her bir tüylerinde ayrı telaş!... Gün olur, başıma kadar mavi;
Gün olur başıma kadar güneş;
Gün olur, deli gibi...
Orhan VELİ

gelirli şiir


İstanbul'dan ayva da gelir, nar gelir,
Döndüm baktım, bir edalı yar gelir
Gelir desen dar gelir
Günaşırı alacaklılar gelir.
Anam anam,
Dayanamam,
bu iş bana zor gelir.
orhan veli



Dünya batıyor

İyi tutun,

güneşle

tek başına

bırakacak seni...


seferis

27 Kasım 2007 Salı

sana başka sözüm yok..

Belki de demek istediğim kim bilir
Sokaklar boyunca aradığım
Kaldırımlar ve kelimesiz insanlar
Ne dersin
Bir masal gibi anlattığım

Yağmurlar seni bana getirir ne güzel
Gör ki kendimi toprak etmişim
Oysa ben gözlerindeki sarhoşun
Cebinde duran son şişesindeyim

Al beni çek damarlarına..
Ben ki yollarımı sana doğru çizmişim
Aklımdan geçenleri kalbimde demlemişim


Sana başka sözüm yok
İstersen gidersin
Ama belki bende kalmak istersin
Ne dersin ?

m.çelik

tutsak kahraman..

Nerden başlasam nasıl anlatsam
Belki de sözlerim boşluğunu kanatır
Bugün yeni bir gün açtım perdemi
Alnımda pencerenin buz gibi soğukluğu

Kırdığım aynalarda kan rengi sorular..


Ben gecelerin saçında seni ördüm
Birikmiş yalnızlığımdan sana öyküler sundum
Seç al birini nasılsa bir yazan var
Hepimiz bir başkasının öyküsünde tutsak

Kalbinin savaşında ben yanlış kahraman..

Yaşam bize sunulan tek kişilik bir oyun
Yarın kapı altından bırakılan mektup
Seç al birini bak yerimize düşünüyorlar
Hepimiz bir başkasının yalanına ortak


İnancın savaşında biz tutsak kahraman..

murat çelik

Beni giderim yelken gider
Gözyaşları beni çeker
Kapanır gece gözlerime
Günahlar var gurbetlerde
Neden beni bulur bu illet cinnet
Aşklarımı vurur
Ruhum paraçalanır durur
Neden başa gelir ayrılıklar
Hep beni tüketir olur
Ruhum parçalanır durur
Hançerler var uykularımda
Düşler beni kendine iter
Yelkenler koşar ardımdan
Bir tek güleni vardır ama beni delirtip bağırtan
Kendindendir olup biten herşey
Aldatışlar hiç durmadan seninledir
Kendindendir olup biten herşey
Aldanışlar hiç bıkmadan hep benimledir
m.yılmaz yıldırım

ben şimdi hazırım..



Karşılıklı duran iki aynanın ortasındayım


Kendimi kendimden ayırmışım


Sorularla geçen yolculuğumun son durağındayım


Kendimi kendimde bekletmişim
Ben sana çok yalvarmışım
Karşılıklı durup ağlamışım



Zamanı geçmiş yaşlanmışım
Kendimi bir çocukta saklamışım
Penceremi açtım gecenin duasına
Uzattım ellerimi cevabına


Ben sana çok yalvarmışım
Karşılıklı durup ağlamışım

Zamanı geçmiş yaşlanmışım
Kendimi bir çocukta saklamışım
Ben şimdi hazırım
Kara gözlü ceylanım
Acılar toprağına
Kalbimi tohumladım
murat çelik

bana geldiğin yöndeyim..

Kendi kendime sordum
Nereye kadar
Nereye kadar bu koşuşturmalar
Ben güçlüyüm güçsüzlüğümle
Alıp sakladıklarım
Vermeyi yasakladığım
Bombalar düşüyor kalbimin sen tarafına
Bırakıp da gittiğin bir şey var burada
Nereye kadar bu yalnızlık oyunları
Hangimiz hayatla ölüm arasında
Kanadı ellerim bak yolların çok uzak
Gelemem ben sen selam gönder
Ah bir yanım hep kokunu özler
Bir yanım der unut, unut gitsin
Bülbülün çilesini sen nereden bileceksin
Gülün dikenini sen bana gönder
Çektim kapımı çıktım evimden
Küçüldü şehirler tükendi yollarım
Sağimda solumda yüzünü çeviren insanlar
Ben şimdi senin bana geldiğin yöndeyim
murat çelik

duvar..


Seninle bir daha ayni yolda yürümem
Seninle yürüyene yolda tuzaklarin var
Bir daha asla dokunmam tenine
Senin teninden önce duvarlarin var
Ben o duvarlara çarpa çarpa
Nasir tuttum
Aglaya aglaya
Yosun tuttum
Derin bir nefes alir gibi batiyoruz
Yükümüz agir
Yeni bir söz söylemek için
Ölmek mi gerekir
Hadi bir cesaret
Sen de tasin altina koy elini
inadina inadina ..

sana geldim..

çocuklar gibi çaresiz
büyükler kadar doyumsuz
susamış ve su bulamamış gibi
kalktım sana geldim
herkes kendinden biraz kaçar
yataklarda aynı iz
aynalarda aynı yüz
cebinde yeni bir şey var mı diye
kalktım sana geldim
yollar yokuş, yoruluyor insan
hababam de babam hiç farketmeden
bambaşka bir yerlere gidiyorken
kalktım sana geldim
başka kokular, başka tatlar aramaktansa
hep aynı öyküyü yeniden anlatmaktansa
yaşadığımızın adı nedir diye sormaktansa
sana geldim
alargada kalmış gibi kıyısız
hiç ölmeyecekmiş gibi kayıtsız
biraz kılıksız biraz keyfsiz
kalktım sana geldim
yollar yokuş, yoruluyor insan
hababam debabam hiç farketmeden
bambaşka bir yerlere gidiyorken
kalktım sana geldim
sonu gelmez sorumluluklar
hep savunmalar, hep savunmalar
ya acıtan ayrıntılar nedir diye
kalktım sana geldim
bülent ortaçgil

bir sen bir de ben..

Sözlerin gönlüme nakşeyler
Beni sende tutsak eyler
Ay kavrulur kalbim ağlar
Geceme gözlerin bahar
Bir derdim var bir de canım
Yarama tuz bağlarım
Bir sen bir de ben
Hadi gel ben hazırım
Seni ben içimde taşırım
Taşımak dert değil
Derdime derman değil
Bir gölgem var gölgemden öte
Anlamak hiç kolay değil
Bir sen bir de ben
murat çelik

istanbul

Kamyonlar kavun taşır ve ben
Boyuna onu düşünürdüm,
Kamyonlar kavun taşır ve ben
Boyuna onu düşünürdüm,
Niksar'da evimizdeyken
Küçük bir serçe kadar hürdüm.

Sonra âlem değişiverdi
Ayrı su, ayrı hava, ayrı toprak.
Sonra âlem değişiverdi
Ayrı su, ayrı hava, ayrı toprak.
Mevsimler ne çabuk geçiverdi
Unutmak, unutmak, unutmak.
Anladım bu şehir başkadır
Herkes beni aldattı gitti,
Anladım bu şehir başkadır
Herkes beni aldattı gitti,
Yine kamyonlar kavun taşır
Fakat içimde şarkı bitti.


cahit külebi

ilke..


ilkelerin olacak


Seni satın alamayacaklar...


Aptalların uydurdugu atasözlerine inanmayacaksın


Paranın satın almayacağı yoktur


Herkesin fiyatı vardır


Gibi sözlere kanmayaksın


Onurunla,


kimliginle


ve beynimle


Akıllı yaşayacaksın


Üreteceksin,


seveceksin,


sevileceksin


inançlarının arkasında duracaksın


Sevgilerin karşılıksız


Yardımların gizli olacak


Seni attan ottan ayıran özelligin farkına varacaksın


Çünkü sen insansın


Ve bunu yakaladığınn gün


Bembeyaz yasayacaksın

müjdat gezen
canım hocam, vefa borcumu asla ödeyemem..
seni çok seviyorum, daima da sevecğim.. iyiki varsın... ÇOK YAŞA..!

ey hayat..

E y h a y a t,
s e n

ş a v k ı
s u l a r d a
b i r
d o l u n a y s ı n.
A s l ı n d a

y o k u m

b e n

b u

o y u n d a,

ö m r ü m

b e n i

y o k

s a y s ı n…


Yaşam bir ıstaka;

gelir vurur ömrünün coşkusuna.

Hani tutulur dilin, konuşamazsın…

Tırmandıkça yücelir dağlar.

Sen mağlupsun sen ıssız ve kalbinde kuşların gömütlüğü;

tutunamazsın!



Eloğlu sevdalardan dem tutar,

aşk büyütür yıldızlardan;

senin ise düşlerin yasak,

dokunamazsın...

Birini sevmişsindir geçen yıllarda.

Açık bir yara gibidir hâlâ.

Hâlâ ne çok özlersin onu, ağlayamazsın…

Yolunda köprüler çürür.
Sesin, sessizlik sanki bir uğultuda.

Savurur hayat kül eyler seni, doğrulamazsın!

Yapayalnız bir ünlemsin dünyayı ıslatan şu yağmurlarda.

Her şey çeker ve iter, anlatamazsın...

Yaşam bir ıstaka, gelir vurur işte ömrünün coşkusuna.

Sesinde çığlıklar boğulur ama, bağıramazsın…

Sonra vakit erişir, toprak gülümser sana;

upuzun bir ömrün ortasında ne hayata ne ölüme yakışamazsın…



Yazdırmalısın mezar taşına:

Ey hayat, sen şavkı sularda bir dolunaysın,

aslında hiç olmadım ben bu oyunda ömrüm beni yok saysın…

Yılmaz Odabaşı