3 Ekim 2008 Cuma

kuyu

Hızlı bir kuyu bu. dünyanın en hızlı kuyusu
Dans ederken görebilirsiniz.
göremeyebilirsiniz de. sizi kalp atışlarınızı
seyretmeye davet eder. etmeyebilir de. bağırır
siz yanınıza gidince bağırır: mezar öldü

her şeyin kuyusu vardır
her şeyin kuyusu
vardır
İnsanın bile
ki; insan sanılan bir varlıktır.
Süleyman ağabey, devlet başkanı, sen, ben
hep birden ve tek tek üç zamana karşı
yaşamın başındaki
yaşamın başın da
ki;
bu uyku kuyusudur. Çünkü biter, her şey biter
durur sözünde, Rusya'da, Meksika'da, Sydney'de

geriye kalan ıslak bir yağmur duygusudur
düşer kapıların kulpu, testilerin kulpu düşer
kulpuna uydurduğunuz bir şeylerin kulpu
kırılıverir zamanı gelince uygun yerinden
tutulmaz olur tutmanız gerekenler, bu anlam kuyusudur
yaşamak derin bir anlamak kuyusudur

kuyu güçtür. Gecedir. Erkektir
doğanındır gecesidir erkeğidir
yukarıdan görünen sadece benektir
kmraldır sizi her yerde takip eder
ve ayrıca bir yer'dir. Onu görürsünüz fark edersiniz
yanına gidersiniz sık sık, yanından gelirsiniz. Orada
sonsuz gelişlerden bahsedilir, duyarsınız. Mesela
şarkılar bir şarkı kuyusundan çıkar, ölseniz de böyledir
siz fotoğraflar çektirin olabileceğiniz fotoğraflar,
havaya bakın, İskandinavya'dan, Japonya'dan
ışığın kuyusudur onu çıkaracağınız kuyu

onda size ait bir şeyler vardır
size karşıdır
bu ona içerden bakınca böyledir. Bir kuyuya
içerden bakmak
dününü görmek, yarınını bilmek ve şimdisini
hissetmektir.
bir kuyuya içerden bakmak uyanık kalmaktır.
Hiçbir saat geceyi göstermez
ben hiç görmedim, sen de görmemişsindir, o da
baksın göremez
bir saatin geceyi göstermesi demek, kuyunun dışında
olmak demektir
kesin yargı içeren cümlelerle
dışında durmaksa yokluğa varlık giydirmektir. Yaprak,
kağıt, cam vesaire
en büyük kuyu olmanın kuyusudur. En büyük kuyu,
bilirsin
bilmek taş bir şeydir. Böyle ufalanmış
ki basarsın basıyorum basacak ve hep
basılmalı yürümek için
bu çok karışık bir şeydir. Bu beyaz kadar karışık
bir şeydir

kağıda bir göz çizip oradan bakarsınız,
oradan nasıl görürsünüz, hem nasıl görürsünüz
kağıdı katlayıp kuyuya atarsınız süresi bitince
Taksim'den fındıklıya inmeyi atarsınız her gün saat birde
nefes alışlarınızın ifadesini de atarsınız peşinden
Çukurcumada, eskicilerle yaşarken mezarsız
olan bedeniniz de
daha nelerle birlikte ama nelerle birlikte
öğrenmeye, öğrenmeye, öğrenmeye
aç birinden daha hızlı koşulmayacağına göre
başka kuyular için, bambaşka kuyular için
haz alırsınız varlığın dünyadaki bu şeklinden

cengiz orhan

2 Ekim 2008 Perşembe

Sonsöz

Dünya gözlerimi kendi ellerimle örttüm
Değdi yorgunluğuma
Bi ölüm kaldıydı onu da gördüm
Beni pişman etmedi doğduğuma
can yücel

Biri uzanıyor orada siyah beyaz fotoğrafın gizemlisi

Biri uzanıyor orada siyah beyaz fotoğrafın gizemlisi,
Kendine ait bir bekleyişe gömülü yarı büzülmüş
Çıplak titriyor..
Çıplak bitkin..
Kendini bitkinliğine inandırdığı düş koşularının yorgunluğu!
Sırtını dönmüş herşeye dünyanın farkına varsa bir
Ya da dünya onun farkına..
Teslim edecek vücudunun lekelenmiş parçalarını Tanrı'ya
İçi dışı yara..
İçi dışı onlarca binlerce darbeyle çürüğe çıkmış..
Kırılmış dökülmüş iskeleti aşklara.....
Seyit PELİTLİ