12 Şubat 2008 Salı

ÇIĞLIK ÇIĞLIĞA



Seni sevdiğimi anladığım günden beri
Sesler değişti, renkler değişti
Yüzümdeki çizgiler başkalaştı
Geçmişim değişti oyunlaştı
Yeşilin ortasındaki gelincik gibi
İnceleşti, yabancılaştı.
Siste bağıran vapur düdükleri gibi
Geliyor muyuz, gidecek miyiz, yoksa çığlık çığlığa...
Seni sevdiğimi anladığım günden beri
Hiçlik değişti yokluk değişti
Karşılıksızlığım dengeleşti
Günler değişti sana dönüştü
Nasıl gördüğün düşü yeniden istersen
Nasıl bir yılgınlıktır sabah zilleri
ZamanI gelince nasıl terkeder kuşlar
Kaçıyor muyuz, kalacak mıyız, yoksa çığlık çığlığa...
Seni sevdiğimi anladığım gunden beri
Yüzler değişti, dostlar değişti
Yorgun sokaklar bile karşı çıktılar
Adresler değişti evler değişti
Seni sevdiğimi anladığım günden beri
Gökyüzü değişti geceler değişti
Çocuklar bile bana çiçek diye baktılar
Yaşıyormuyuz, unutacakmıyız yoksa çığlık çığlığa...

Bülent Ortaçgil

11 Şubat 2008 Pazartesi

dünyayı güzellik kurtaracak


bir kıyıdan baktım dünyaya
ellerimde tuz, avucumda sedef
bir mavilik, bir açıklık
özgürlük hasreti
yüreğime vuruyor
nerede, nerede insanlar?
dünyayı güzellik kurtaracak
bir insanı sevmekle başlayacak herşey
o üzüntü birden gelir
yağmurlu havalarda
yeniden kuararım dünyayı ben
kederlerle
kimseler aşık değil mi bu şehirde
dünyayı güzellik kurtaracak
bir insanı sevmekle başlayacak herşey
hava, martılar, ışıklı şehir
sarhoş ediyor beni yosun kokusu
hilesiz kucaklamak istiyorum
dünyayı, şehri ve seni
dünyayı güzellik kurtaracak
bir insanı sevmekle başlayacak herşey
söz: zülfü livaneli (sait faik öyküleri üzerine)
"dünyayı güzellik kurtaracak" dizesi: dostoyevski