5 Eylül 2008 Cuma

YERYÜZÜ AŞKIN YÜZÜ OLUNCAYA DEK

Aşksız ve paramparçaydı yaşam
bir inancın yüceliğinde buldum seni
bir kavganın güzelliğinde sevdim.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya de
k!

Aşk demişti yaşamın bütün ustaları
aşk ile sevmek bir güzelliği
ve dövüşebilmek o güzellik uğruna.
işte yüzünde badem çiçekleri
saçlarında gülen toprak ve ilkbahar.
sen misin seni sevdiğim o kavga,
sen o kavganın güzelliği misin yoksa...


Bir inancın yüceliğinde buldum seni
bir kavganın güzelliğinde sevdim.
bin kez budadılar körpe dallarımızı
bin kez kırdılar.
yine çiçekteyiz işte yine meyvedeyiz
bin kez korkuya boğdular zamanı
bin kez ölümlediler
yine doğumdayız işte, yine sevinçteyiz.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!



Geçtiğimiz o ilk nehirlerden beri
suyun ayakları olmuştur ayaklarımız
ellerimiz, taşın ve toprağın elleri.
yağmura susamış sabahlarda çoğalırdık
törenlerle dikilirdik burçlarınıza.
türküler söylerdik hep aynı telden
aynı sesten, aynı yürekten
dağlara biz verirdik morluğunu,
henüz böyle yağmalanmamıştı gençliğimiz...



Ne gün batışı ölümlerin üzüncüne
ne tan atışı doğumların sevincine
ey bir elinde mezarcılar yaratan,
bir elinde ebeler koşturan doğa
bu seslenişimiz yalnızca sana
yaşamasına yaşıyoruz ya güzelliğini
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!




Saraylar saltanatlar çöker
kan susar birgün
zulüm biter.
menekşelerde açılır üstümüzde
leylaklarda güler.
bugünlerden geriye,
bir yarına gidenler kalır
bir de yarınlar için direnenler... Şiirler doğacak kıvamda yine
duygular yeniden yağacak kıvamda.
ve yürek,
imgelerin en ulaşılmaz doruğunda.
ey herşey bitti diyenler
korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler.
ne kırlarda direnen çiçekler
ne kentlerde devleşen öfkeler
henüz elveda demediler.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Adnan YÜCEL






YÜREK ÇAĞRISI

Acılı yağmurlarla düşmüşüm yere
Tatlı su göllerine akamıyorum
Yüzüm yüreğim deprem dalgası
Bu gül kıyımlarına bakamıyorum
Her sevi bir türküdür bağrımda
Her öfke bir ağıt
Ağıtlar kuşatmış dört yanımı
Kendi türkülerimi haykıramıyorum
Şarkılarla bezeniyor ufuklar
Yüreğim patlıyor dağbaşlarında
Yüreğim
Sancımı duyar mısın yaralarında
Kuş seslerinde yas nağmeleri
Şarkılar sabır ve çile makamında
Mendilimde öfke çıkınımda bilinç
Uykusuz kalır mısın kitaplarıma
Dudaklarımda hüzünAvuçlarımda sevinç
Kulak verir misin çığlıklarıma
Dağları aşarak gelmişim sana
Demir kapıları kırarak
Işık olur musun karanlıklarıma
İsterim ki senden
Yaylalarda otlak olasın
Ovalarda ırmak olasın
Yayılasın göğsümün kırlarına
Sarasın beni sarasın
Dalların sevdası düşmüş toprağa
Olgun meyvelere hasret gençliğimiz
Zamanın billur çağlayanı
Gürül gürül akarken avuçlarımızda
Bir damla yağmur adına
Yakarmış dağbaşlarında yüreğimiz
Gökyüzünde sanılmış bütün yaşam
Gökyüzüne çivilenmiş ellerimiz
Ateşler yine parlıyor dağlarda
Dolular yine kırıyor çiçekleri
Gecenin karnına inerken şafağın tekmeleri
Bulutları delen ışıklarEzik ve kinli
Aydınlık iriSanki kocaları işkencede kadın gözleri
Nasıl kapanır bu kanayan yara
Nasıl anlatılır ki sana bu hal
Terimde tuz gözyaşımda bal
Bağdaş kurar mısın soframa
Gözlerimde umut yüreğimde aşk
Ölümleri boşlayıp düşer misin sevdama
İsterim ki sendenİnancıma aşık olasın
Zindanıma ışık olasın
Yürüyesin gönlümün yollarına
Sorasın beni sorasın
İnce kabukları zorlanıyor zamanın
Gelecek damlıyor yorgun havuzlara
Damlalarla yılların gelin yüzü
Suların üstünde koskoca bir çağ
Umutlar sığmaz oluyor alanlara
Baharda gazel dökme bahçelerime
Ben yaşamayı bilmez miyim
Çocuklarım okul yollarında
Okullarım sabah kollarında
Sanki güzellikleri görmez miyim
Papatya beyazlığında ölüm sarısı
Karanfil kıvrımlarında kan
Bu çiçekler uğruna ölmez miyim
De gülüm ben seni sevmez miyim
Bahar değil acı yükleniyor dallarıma
Yapraklarımda ayrılık
Meyvelerimde gurbet
Vuslat olup gelir misin kollarıma
Ellerimde kış saçlarımda kar
Cemre olup düşer misin toprağıma
İsterim ki senden
Yılgınlıkta inanç olasın
Zulme karşı direnç olasın
Gömülesin aşkımın sularına
Göresin beni göresin
Göresin ki destan edesin
Söyleyesin dillerden dillere
Bir türkünün dizelerinde
Bir kavalın nağmelerinde
Alıp başını gidesin
Bağrı yanık yeller üstünde
Güneşin rengiyle düşesin ufuklarıma
Kırasın karanlıklarımı kırasın.
Adnan Yücel

Güzel Ne Güzel Olmuşsun


Güzel Ne Güzel Olmuşsun,
Görülmeyi Görülmeyi,
Siyah Zülfün Halkalanmış...
Aman Aman Örülmeyi Örülmeyi.
Mendilim Yuğdum Arıttım,
Gülün Dalında Kuruttum,
Adin Ne İdi Unuttum...
Aman Aman Sorulmayı Sorulmayı..
Seğirttim Ardından Yettim,
Eğildim Yüzünden Öptüm,
Adın Bilirdim Unuttum...
Aman Aman Çağırmayı Çağırmayı.
Benim Yarim Bana Küsmüş,
Zülfünü Gerdana Dökmüş,
Muhabbeti Benden Kesmiş...
Aman Aman Sevilmeyi Sevilmeyi.
Çağır Karacaoğlan Çağır,
Taş Düştüğü Yerde Ağır,
Yiğit Sevdiğinden Soğur...
Aman Aman Sarılmayı Sarılmayı.

1 Eylül 2008 Pazartesi

Veremem Sana Acımı

Sözcüklerim bulur aşığın ateşini
Yıkar gider beni ölüm gibi
Bakışların deler içimdekileri
Kaldırıp atar beni ceset gibi
Arayıp bulmak neyi değiştirir
Karşımda duruyor suretim
Gülü bitirir
Veremem sana acımı
Kirlenir dünya
Şehrin boş sokakları
Islanır gözyaşıyla
Kovalar arabalar
Arkamdaki aynayı
Kırılınca biter anlarım
Düşümdeki rüya
Yollarım yorar yarin günahını
Döver olur beni boş kitap gibi
Hüzün aşkınadır aşık uykularım
Sever olur beni hançer gibi
Arayıp bulmak neyi değiştirir
Karşımda duruyor suretim
Gülü bitirir
Veremem sana acımı
Kirlenir dünya
Şehrin boş sokakları
Islanır gözyaşıyla
Kovalar arabalar
Arkamdaki aynayı
Kırılınca biter anlarım
Düşümdeki rüya
Veremem sana acimi
Söyleyen : Düş Sokağı Sakinleri, Murat Yılmazyıldırım

BİR DE SEN GİTME

Akşamlar böyle biter
Hep böyle dertli biter
Evli evine gider
Kuşlar yuvaya döner
Bir de sen gitme
Bir de sen gitme içimden
Yaralıyım ben
Giden bu yolculardan
En çok ben şanssızım
Ne kadar çok yaşadıysam
O kadar çok yalnızım
Biraz da sen ağla
Ölürken bile hasretim sana
Bir tek sen anla

Söz-Müzik: Ahmet Kaya